Kanın Pıhtılaşması Ne Sağlar? Kanın pıhtılaşması, tıp literatüründe “hemostaz” ya da “koagülasyon” olarak da bilinen, damar yaralanmasında kanın akışının durdurulmasını sağlayan temel bir mekanizmadır. Bu sürecin amacı, doku hasarı durumunda kan kaybını önlemek, yenilenmeyi başlatmak ve organizmanın iç dengesini korumaktır. Tarihsel Arka Plan Koagülasyonun anlaşılması, tıbbın erken dönemlerinden beri süregelen bir çalışma alanıdır. 18. yüzyıl başlarında, yaralanmalardan sonra kanın “sertleşip” bir tabaka oluşturduğu gözlemlenmiş; ancak mekanizmanın detayları çok daha sonra ortaya çıkmıştır. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Örneğin, 19. yüzyılda Alexander Schmidt, fibrinojenin fibrine dönüşümünün enzimatik bir süreç olduğunu göstermiştir. :contentReference[oaicite:2]{index=2} Daha sonra, 20. yüzyılın ortalarında koagülasyon faktörlerinin farklı numaralarla sınıflandırılması ve kaskad modeli geliştirilmiştir. :contentReference[oaicite:3]{index=3} Bu tarihsel gelişim sayesinde,…
8 YorumEtiket: ve
Kakule Bitkisi Neye İyi Gelir? Toplumsal Normlar ve Kültürel Pratikler Çerçevesinde Bir İnceleme Toplumsal yapıların bireyler üzerindeki etkisini anlamak, sadece sosyal bilimlerin değil, aynı zamanda günlük yaşamın da ilgi alanına giren bir sorudur. İnsanların yaşadığı topluluklar, kültürel normlar, cinsiyet rolleri ve tarihsel bağlam, bireylerin yaşam biçimlerini, alışkanlıklarını ve hatta sağlığına dair tercihlerini şekillendirir. Bu yazıda, toplumların ve bireylerin sağlıklı yaşam tarzlarını nasıl benimsediğini, bunların nasıl şekillendiğini ve hatta geleneksel bir bitki olan kakulenin neye iyi geldiğini toplumsal bir bakış açısıyla analiz edeceğiz. Kakule Bitkisi ve Toplumsal Yapılar Kakule, dünyanın farklı kültürlerinde asırlardır kullanılan bir bitki olmuştur. Özellikle geleneksel tıpta, sindirim…
4 YorumHakan Mengüç Sufi midir? Psikolojik Bir Analiz Psikoloğun Meraklı Girişi İnsan davranışlarını çözümlemek, bir psikolog için sürekli bir keşif yolculuğudur. Her birey, kendine özgü bir dünya yaratır; davranışlar, düşünceler, duygular ve inançlar bir araya gelerek onu benzersiz kılar. Hakan Mengüç, son yıllarda kişisel gelişim alanındaki konuşmaları ve seminerleriyle adından sıklıkla söz ettiren bir figür. Peki, Hakan Mengüç gerçekten bir sufi midir? Bu soruyu, yalnızca yüzeysel bir gözlemle değil, aynı zamanda psikolojik bir mercekten inceleyerek ele almak, hem onun kişisel felsefesini anlamamıza yardımcı olabilir hem de sufi öğretisinin çağdaş dünyadaki yeri üzerine düşündürür. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Kendini Tanıma ve Zihinsel Dönüşüm…
8 Yorum11 Ocak 2026 Ne Kandili? Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimi Analizi Toplumsal yapılar, her zaman bir güç ilişkisi üzerinden şekillenir. İktidar, kurumlar, ideolojiler ve vatandaşlık anlayışları, toplumun genel yapısını ve işleyişini belirleyen önemli unsurlar arasında yer alır. Bu yapıyı anlamak, sadece bireylerin günlük yaşamlarında nasıl bir arada yaşadıklarını görmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal eşitsizlikleri, katılım biçimlerini ve temsil sorunlarını da sorgulamamıza olanak tanır. Özellikle günümüzde, toplumsal cinsiyet bakış açıları, güç dinamiklerini anlamada oldukça önemli bir yer tutuyor. Erkekler, genellikle stratejik ve güç odaklı bir bakış açısına sahipken; kadınlar, daha çok demokratik katılım ve toplumsal etkileşim üzerine…
8 Yorumİlk Islahat Yapan Osmanlı Padişahı Kimdir? Tarihsel Dönüşüm ve Toplumsal Değişim Bir tarihçi olarak geçmişin derinliklerine dalmak, sadece o dönemin olaylarını anlamak değil, aynı zamanda bu olayların günümüzle nasıl paralellikler taşıdığını fark etmek de önemli. Tarih, bir bakıma sürekli değişen ve evrilen toplumsal yapılarla şekillenir. Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük dönüşüm süreci de tam olarak böyle bir evrimin parçasıdır. İslahatlar, toplumsal, kültürel ve ekonomik yapıları dönüştüren, bazen de yeni bir dönemin kapılarını aralayan önemli adımlardır. Peki, Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk ıslahat hareketini başlatan padişah kimdir? Bu soruya yanıt verirken, o dönemin toplumsal ve siyasal bağlamını da göz önünde bulundurmak gerekir. Osmanlı’da İlk Islahat…
16 YorumFenafillah Tasavvuf ve Ekonomik Perspektif: Kaynaklar, Seçimler ve Toplumsal Refah Ekonomistler, sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları karşılamaya çalışan bir toplumda, her bireyin seçimlerinin sonuçlarına odaklanır. Bu seçimler, sadece kişisel yaşamı değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı da şekillendirir. Bir toplumun ekonomik refahı, bireylerin verdikleri kararların toplamından ibarettir. Ancak, bazen bu bireysel kararlar, bireyin içsel dünyasındaki değişimlerle, toplumsal ve ekonomik sistemin dinamikleriyle de yakından ilişkilidir. İşte tam da bu noktada tasavvufun derinliklerine inmeyi öneriyorum: Fenafillah. Peki, bir tasavvuf terimi olan Fenafillah, ekonomik bir çerçevede nasıl anlaşılabilir? Fenafillah, tasavvufun temel kavramlarından biri olup, “Allah’ta fani olma” anlamına gelir. Tasavvufun içsel bir yolculuk ve bütünsel…
6 YorumKaside İlahi Ne Demek? Edebiyat, İnanç ve Toplumsal Dönüşüm Üzerine Bir Yolculuk Hiç bir kaside veya ilahi dinlerken içinizin neden farklı bir huzurla dolduğunu merak ettiniz mi? Belki de bu eserler, yalnızca dini veya sanatsal birer ifade değil; toplumun vicdanına, çeşitliliğine ve adalet arayışına açılan şiirsel kapılardır. Bu yazıda kaside ve ilahiyi sadece edebi ya da dini bir terim olarak değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, empati, analitik düşünme ve sosyal adalet bağlamında yeniden okumaya davet ediyorum. Çünkü kelimeler, bazen dünyayı değiştirecek kadar güçlü olabilir. Kaside ve İlahi Nedir? Köklerden Başlayalım Kaside, klasik Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında genellikle bir kişiyi…
8 YorumTükenmişlik Sendromu Tedavi Edilmezse Ne Olur? Felsefi Bir Bakış “İnsan, her şeyin sonu gelmeden önce tükenir mi?” Bu soru, yalnızca insanın içsel dünyasının kırılganlığını değil, aynı zamanda onun varoluşsal yönlerini de sorgulatır. Filozoflar yüzyıllardır insanın anlam arayışını, varoluşsal sıkıntılarını ve bu sıkıntıların, insanın ruhu üzerindeki etkilerini tartışmışlardır. Ancak, modern çağda karşılaştığımız tükenmişlik sendromu, insanın hayatta kalma mücadelesiyle yüzleşen bir varlık olarak ruhsal sınırlarını zorladığı yeni bir olgudur. Peki, tükenmişlik sendromu tedavi edilmezse ne olur? Bu soruya yanıt verirken, felsefi bir bakış açısıyla, etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden tartışacağız. Tükenmişlik Sendromu ve Etik Sorumluluk Tükenmişlik sendromu, fiziksel ve duygusal tükenmişlik, duyarsızlaşma…
8 YorumKaramel Sos Neden Kesilir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Tatlı Bir Krizin Anatomisi Karamel… Şekerin ateşle dansı, sabrın ve dikkatli ellerin ürünü. Basit gibi görünür ama onu yapan herkes bilir: bir anda muhteşem bir sos yerine, ayrışmış, yağlı, pütürlü bir karışım elde edebilirsiniz. İşte o an sorunun adı konur: “Karamel sos neden kesilir?” Bu sorunun cevabı yalnızca mutfak tekniğinde değil; kültürel alışkanlıklarda, toplumsal sabır anlayışında ve hatta dünyanın farklı yerlerinde karamele yüklenen anlamlarda gizli. Gelin, bu tatlı krizi birlikte masaya yatıralım. Karamel sosun kesilmesi yalnızca teknik bir hata değil; kültürel yaklaşım, sabır anlayışı ve yemekle kurulan ilişki biçiminin de aynasıdır. Karamel…
6 Yorum